
Lig maçlarının CINE 5 ten yayınlandığı zamanları hatırlıyorum ben. Maçları Murat Murathanoğlu'yla İsmet Badem sunardı hatta. Daha çok küçüktüm ben o zamanlar, okula daha yeni başlamıştım. Ama o kadar çok seviyordum ki basketbolu, her hafta sonu, ağlaya zırlaya beni bir basket maçına götürmesi için ikna ederdim annemi. Kimin maçı olduğu hiç önemli değildi benim için; Darüşşafaka - Büyük Kolej maçına gittiğimi bile hatırlıyorum. O kadar çok maça gittik ki 90'lı yılların sonunda, eline basketbol topu almamış annem bile basketbol hastası olup çıkmıştı bir anda. Aradan yıllar geçti, maçlara kendi başıma gitmeye başladıkça, annemin basketbol sevdası da git gide azaldı haliyle. Ama bana geçen gün öyle bir şey sordu ki, bütün anılarım gözümde canlandı: " O değil de, bi aralar bi Tofaş efsanesi vardı, n'oldu o? "
Gerçekten bir efsaneydi Tofaş 2000'li yılların başına kadar. Türk basketboluna sayısız yetenek kazandıran, kupalar kaldıran... Ancak Tofaş da silindi gitti hafısazlardan, 1. ligden 2. lige, 2. ligden 1.lige mekik dokuyorlar.
Yukarıdaki fotoğraf geçti geçen gün elime internette dolaşırken. Tofaşın Jasmin Repesa ile mutlu sona ulaştığı 1998 - 1999 sezonu sonu. Dikkatlice bakarsanız ,eminim kadronun neredeyse tamamını tanıyacaksınız. Kimler yok ki aralarında? Hala zevkle izleme fırsatı bulduğumuz; Asım Pars, Serkan Erdoğan, Mehmet Okur, Cüneyt Erden. Ligimizde bir çok farklı takımda oynayarak iz bırakmış; Steven Rogers, Şemsettin Baş, Alper Yılmaz. Ve tabi ki, taraflı tarafsız herkesin saygısını kazanmış, Türkiye'de bir dönem Zeki Alasya-Metin Akpınar ikilisinden daha popüler olmayı başarmış David Rivers - Rashard Griffith İkilisi. Ne günlerdi o günler. Ben şanslıydım, ucundan da olsa yakaladım, hayal meyal hatırlıyorum Tofaş Efsanesini, ama çok üzülüyorum onları tanıma fırsatı bulamamışlar için.