21 Mayıs 2009 Perşembe

Tofaş Efsanesi

Lig maçlarının CINE 5 ten yayınlandığı zamanları hatırlıyorum ben. Maçları Murat Murathanoğlu'yla İsmet Badem sunardı hatta. Daha çok küçüktüm ben o zamanlar, okula daha yeni başlamıştım. Ama o kadar çok seviyordum ki basketbolu, her hafta sonu, ağlaya zırlaya beni bir basket maçına götürmesi için ikna ederdim annemi. Kimin maçı olduğu hiç önemli değildi benim için; Darüşşafaka - Büyük Kolej maçına gittiğimi bile hatırlıyorum. O kadar çok maça gittik ki 90'lı yılların sonunda, eline basketbol topu almamış annem bile basketbol hastası olup çıkmıştı bir anda. Aradan yıllar geçti, maçlara kendi başıma gitmeye başladıkça, annemin basketbol sevdası da git gide azaldı haliyle. Ama bana geçen gün öyle bir şey sordu ki, bütün anılarım gözümde canlandı: " O değil de, bi aralar bi Tofaş efsanesi vardı, n'oldu o? "
Gerçekten bir efsaneydi Tofaş 2000'li yılların başına kadar. Türk basketboluna sayısız yetenek kazandıran, kupalar kaldıran... Ancak Tofaş da silindi gitti hafısazlardan, 1. ligden 2. lige, 2. ligden 1.lige mekik dokuyorlar.
Yukarıdaki fotoğraf geçti geçen gün elime internette dolaşırken. Tofaşın Jasmin Repesa ile mutlu sona ulaştığı 1998 - 1999 sezonu sonu. Dikkatlice bakarsanız ,eminim kadronun neredeyse tamamını tanıyacaksınız. Kimler yok ki aralarında? Hala zevkle izleme fırsatı bulduğumuz; Asım Pars, Serkan Erdoğan, Mehmet Okur, Cüneyt Erden. Ligimizde bir çok farklı takımda oynayarak iz bırakmış; Steven Rogers, Şemsettin Baş, Alper Yılmaz. Ve tabi ki, taraflı tarafsız herkesin saygısını kazanmış, Türkiye'de bir dönem Zeki Alasya-Metin Akpınar ikilisinden daha popüler olmayı başarmış David Rivers - Rashard Griffith İkilisi. Ne günlerdi o günler. Ben şanslıydım, ucundan da olsa yakaladım, hayal meyal hatırlıyorum Tofaş Efsanesini, ama çok üzülüyorum onları tanıma fırsatı bulamamışlar için.

1 yorum:

  1. Tanrım çocukluğumun en önemli anlarıydı o final serileri...Bursalı olmanın verdiği gururla babamın yanında girdiğim VIP de Aydın Örs le sohbet edişim..Hepsi birden aklıma geldi bu kareyi görünce..Hatta babmın küçükken Tofaş ın yıldız takımında milli takımlara kadar çıkıp ayağındaki bağları patlatmasıyla sonuçlanan macerasını her duyduğumdaki gurur...
    Bir sabah servisle pale pale okuluma giderken duydum o acı haberi...Tanrım nasıl kapanırdı ya..Nasıl feshederdi bu takım...Rüyanın sonu gelmişti...İnanın takım kapandığında basketbolcu olma hayallerimde suya düştü..Ben de kendimi yemeğe ve derse verdim..Avuttum kendimi...Geçen günlerde OYAK-Karşıyaka maçının afişini gördüm..Ağırlık çalıştığım salonun yanında olduğu için Atatürk Spor Salondan girdim içeri..Sessizdi..Karşıyaka antremanı bitmiş yarınki maça kadar karanlığa gömülmüştü salon...3'lük çizgisine geçip sanki elimde top varmış gibi şuta kalktım..Yine Rivers tım çocukluğumdaki gibi....

    YanıtlaSil

Katkıda bulunanlar