20 Mayıs 2009 Çarşamba

Türkan Saylan'ın Ardından...

Adını çoktandır duyuyordum da, kendisini 2007'nin nisanında gördüm ilk defa. Çağlayan'dı onu ilk kez gördüğüm yerin adı, siz de ordaydınız hatta, hepimiz ordaydık. Elimizde Türk bayrakları, dilimizde "Türkiye Laiktir Laik Kalacak" sloganları, üzerimizde "Ne Şeriat Ne Darbe" yazan tişörtler... Yürüyorduk kızgın güneşin altında ve mutluyduk; mutluyduk çünkü meydandaki hoparlörlerden onun sesi yankılanıyordu. Umut veriyordu bize bir de onun ağzından duymak, Türkiye'nin ilelebet laik kalacağını. Nasıl vermesin? Öyle bir kadın ki hayatını inandıkları uğruna harcamış ve bütün gayelerine ulaşmış; kendisi için yaşama fırsatı bile bulamamış; Van'daki cüzzamlılar için yaşamaktan, eğitim hakkından yoksun kalan onbinlerce kız çocuğu için savaşmaktan...
Artık o aramızda yok. Bir çok Türk genci onun kim olduğunu bile bilmiyor daha. Bilinmesi istenmiyor belki de. Bilinmemesi daha güvenli olur zaten değil mi?. O çok büyük bir "tehlike" çünkü, hem de ölüm döşeğindeyken evi aranacak türden...

1 yorum:

  1. prof türkan saylan, ben de onu gündoğdu da görmüştüm. o gün Atamıza olan bağlılığımızı iç ve dış düşmanlara gösterme günü idi. partilerin birleşmemesi bile bizim için engel değildi.(tamam biraz karamsarlığa kapılmışdık biraz da keçi gibi inatçı olan genel başkanlara kızmışdık) ama orada olmak sadece politik oluşumlar için değildi. pek çok siyasi görüşden insanlar vardı.nasıl desem... orada bulunmak tarafını belli etmekti;Türkiye için mi ABD için mi;halk için mi kendi cebimiz için mi...böyle aydın bir Türk kadınıyla aynı tarafta bulunmak bizim için bir onurdu. rahat uyu. huzur içinde olduğundan eminim çünkü sen ne halkını, ne vatanını, ne de "Ata"nı sattın.

    YanıtlaSil

Katkıda bulunanlar